30 Ağustos 2010 Pazartesi

nedeni bu

bir kaç gündür her zamankinden daha da zor şeyler yaşadım. bugüne kadar olanların aslında çok da önemli olmadığını görmemi sağlayacak şeyler. yeni bir haber aldım mesela çok değişik bakın:

sınavı kazanamadım.

zaten iki yıldır hep duyduğum şey ama bu sene ikinci defa duymama ne dersiniz? ben buna bingo derim. şans beni hiç bırakmaz. belki de gidip piyango bileti almalıydım bu sene. o kadar ki şanslıydım. olay bu değildi tabii ki bunu duymaya alışmış, bu konuda bağışıklık kazanmış bir bünyem var. asıl sorun annem.

anne ve sorun kelimeleri aynı cümlede kullanıldığında insanlar genelde çocuğu rahat bırakmayan, isteklerini yerine getirmeyen sıkıcı bir anne düşünürler. ama benimki farklı. benim annem hasta. psikolojik rahatsızlığı olan ciddi bir hasta. ve ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. annesi deli olan biri ne yapmalı?

uzun zamandır sadece camdan dışarı bakıp, sabit bir noktaya kilitlenip ağlamaktan başka yaptığı bir şey yoktu. son zamanlarda kriz geçirmeyi sever oldu. birden bağırmaya başlıyor saçlarını yoluyor biri gelip durdurana kadar kendini yumrukluyor. evet bu benim annem. ve bu anlarda benden başka kimse sakinleştiremiyor onu. belki sahip olduğum güçten belki de kendisine duyduğum derin nefretten kaynaklanıyordur durdurabilmem, bilmiyorum. ama tek bildiğim son yaşadıklarımızdan sonra yalnız kalmaması gerektiği.

son olanlar ne mi? işte anlatıyorum:
içeriden ablamla annemin kavga ettiğini duydum. annem yine kendinden geçmişti ama fazla önemsemedim ne de olsa bir dakika sonra gidip sakinleştirebilirdim alıştım artık. ama baktım ki bağırışlar değişik bir hal aldı dayanamadım kalktım gittim mutfağa. annem penceredeki teli yırtmış ve cama çıkmış. kendini atmak için cama çıkmış. düşünün ki anneniz karşınızda kendisini öldürmek için cama çıkmış. naparsınız? o anda neyi düşünebilir, hangi mantıklı kararı verebilirsiniz? annemi ordan nasıl indirdiğimi hatırlayamıyorum. tek hatırladığım iki saniye sonra anneme sarılmış sakinleştirmeye çalışırken ağlayarak neden diye sorduğum. neden böylesin? aklımı kaybetmek üzere olduğum iğrenç bir an..

ve aklımdaki bir başka düşünce de:

anneannem de hastaydı ve kız kardeşi intihar etmişti. annem hasta ve o da kendini öldürmek istedi ve ben de kendimi öldürmek istedim. bizim ailemiz hasta. nefret ettiğim iki kadın gibiyim ben de. onlara benzemekten o kadar çok korktum ki onlardan biri oldum.
bu düşünceler beni öldürüyor. her gün düşünmekten kafayı yedim iyice.
ve arkadaşlarım..
e.o:
bunlar olurken yanımda olmaya çalıştın belki ama birden de oturup anlatamazdım ki zaten öyle bir vaktim de olmadı. sürekli annemin yanında durdum, evin işleri, yemek falan derken konuşmaya vaktim yoktu. düşünmekten başka hiç bir şeye vaktim yoktu. gergin ve çökmüş bir haldeyim. umutsuzum. anla beni lütfen. özür dilerim ama konuşamıyorum artık. yoruldum, anlatmaya bile halim kalmadı.
cansın:
sen apayrı bir konusun. bencil bencil ve bencilsin. ve ben artık zamanımı böyle çocukça oyunlara ayıramicak kadar yorgunum. neden beni aramadın neden kal demedin neden beni sevdiğini söylemedin.. bunlar ne ki? ne saçmalıyoruz ki? bunları geç artık. eğer birlikte olmak gibi bi düşüncen hala varsa geç bunları. alınmak küsmek bu duyguları geç. benim için bir şey yaptıktan sonra bunun karşılığını beklemeyi geç. sevgi sözcüklerini geç, özledimleri geç, mutlu hayaller kurmayı geç, benimleysen kafanda bugüne kadar oluşturduğun her şeyi at. çünkü benleyken karşına ne geleceği, bunla nasıl başedebileceğin.. hiç biri belli olmaz. eğer istiyorsan "karşılıksız yanımda olmayı" biliceksin sadece. başka hiç bir beklentim yok. senin de olmasın. daha fazla beklentin olmasın. yoksa hayal kırıklığı yaşarsın. bunu istemem, üzülmeni hiç istemem. bunlar bana göre değil dersen de söyle ki boşuna birbirimizi yıpratmayalım. unutkanım ilgisizim duygusuzum olabilir. ama böyleyim işte bunu değiştiremem. özellikle böyle bir durumda her gün senle buluşmaya gelemem. hatta uzun bir süre de gelemeyebilirim onu yalnız bırakamam bu halde. evden her çıktığımda ya şimdi bir şey olur da çocuklar engelleyemezse diye düşünüp duramam. bunları ben seçmedim. böyle bir yaşantım olmasını ben istemedim ama var. biraz anlayışlı olmanı beklerdim. senden yardım etmeni falan da beklemiyorum sadece sana annem iyi değil dediğimde anlayışlı olmanı beklerdim. beni bütün bunları anlatmak zorunda bırakman yerine hazır olduğunda nasıl olsa konuşur diye düşünmeni beklerdim. bu sabah attığın mesajın gözümde hiç bir değeri yok o yüzden cevap vermedim. sana durumu ancak böyle anlatabilirim. dün beni gerçekten üzdün. sanki bunlar benim suçummuş, sanki ben böyle olmasını istermişim gibi bir de senden azar işittim. bana kalırsa amerikaya git dinlen ben de burda bir şeyleri halledebilirim belki ve sonra hala istersen tekrar konuşalım belki o zaman dün sırf sıkıntıdan çıkardığın kavgayı ve en zor zamanımda yanımda olmadığını unuturum.
m.z

1 yorum:

  1. zamanın insanlara neler göstereceği yada neler yaşatacağı tam bir gizem.olacakları önceden görebilseydim ve müdahale edebilseydim acaba sen daha mı mutlu olurdun merak ettim açıkcası. herkesin birbirinden yardım beklediği fakat kimsenin birbirine yardım edemdiği şu dönemde yanında birilerinin olduğunu ve sen her feryat ettiğinde koşarak gelebilceğini bilmen seni rahatlatır mı acaba? rahatlatmasa da bil ben onlardan biriyim. kimseye anlatamzsın bazen konuşmaya mecalin kalmazya sanki sen ondan olmuşsun. çağresiz hissetmiş incimiş ama ayakta durmuşsun ya bence seni o yormuş. bunları senin ağzından duymadığım yada herkesin rahat rahat okuya bilceği bir yerde rastladığım için sana kızmadım, kızmadım belkide. ama kızdığım biri var o da kendim. sen bunları anlatamayacak kadar güçsüz hissetsende benim bunları dinleyebilcek daka güçlü olduğumu gösterememişim sana. seni bu cehennemden çıkartmak için çaba harcayamamış saçma sapan insanlara açmışım kollarımı. yazık bana senin karanlıkta eriyen ruhunu aydınlatamamış benim sana olan sevgimin ışığı, ayıp bana!bende bir zaman çok güçlü olduğumu zanneder ve karşımda kimsenin duramayacağını düşünürdüm. öyle zamanlar geldiki çağresizlik korkusu beni dört duvarın arkasına kapatmakla yetinmedi benden çalmaya başladı. hayatımı neşe gücümü. kapının arkasında olanlardan bir haber yaşadım gittim. oysaki benim yapmam gerek senin yanında dimdik ayakta olmaktı.hep böyle olmadı mı kıol kola gezmedik mi, beraber ağlamadık mı? sen iki sokak öteye taşındın diye ben ağlamadım mı? ne değişti şimdi? o zaman çocuktuk şimdi ne olduk? yetişkin mi? hiç sanmıyorum. hiç bir şey için geç değil bizim için geç yok! gözlerini içine baktığımda yeniden hayattan birşeyler umuduğunu görene kadar pes etmem artık. en son ne dedim biliyo musun "hep anka kuşu sanırdım kendimi ya, sıradan bir martıdan farksızmışım aslında" ama şimdi görüyorum ki arasından doğacak küllerim yok... ama sen merak etme son kez daha sırtımı yırtar o kanatları bulur yine de uçarım senin yanına, hayata değer vermesende sana çok değer veren insanlar var yanıda. seni çok sevdiğimi göğsümü gere gere söylüyorum. sakın korkma gözünden akan yaşlar ayıp değil günah değil, o senin hala bir kalbin olduğunun ve seni seven insanlarla beraber attığının en güzel kanıtıdır. seni çok seviyorum
    m.g.

    YanıtlaSil