11 Ağustos 2010 Çarşamba

ne zaman



hay sıçayım ben böyle işe. sen kalk sabahın köründe -çünkü rahat dursam olmaz- arabayla karşıya geç, sonra vapura binip kadıköye dön(malum kişi bilir kadıköy beşiktaş seferlerine bayılırım) sonra bu yetmesin mimar sinan'a kayıt yaptırmak için tekrar beşiktaşa git, ordan taksiye bin kapıda in beş tane masa kuyruğuna gir, ayrı ayrı işkenceler çek. orda da kurstaki manyak çocukla karşılaş( öyle bir çocuk ki anlamıyorum o çizgilerin düzgünlüğünü güzelliğini hayretlerle açık kalıyor ağzım ama gel gör ki bebek yüzlü mal çocuk sürekli çizim çantasını yanında taşıyor. sanki dersin hepimiz gitmesini bekliyoruz ki yürütelim çizimleri) bunun üzerine arkadaşlarla salak salak çocuğun muhabbetini çevir(bkz. aşağı satır)
- uhuhauh!! kerem duyduğuma göre tuvalete de çantayla gidiomuşsun! HAHAHAHA!!!
-o diil de kerem çantasıyla uyuyomuş!!HAHAHAHAH!!!
- kerem nasıl oldu da yeditepeyi kazanamdı yaa? çünkü çantasını girişte almışlar! HAHAHAH!!!
bunlar yetmesin bi de kaşınıp istanbul moderne hüseyin çağlayan- "bence vök" esprisini artık yapmayalım- eserlerini görmeye git ayakta saatlerce dolaş(sanat için değer) otobüs bulamayıp ordan teee kabataş iskelesine kadar yürü, gelmeyen vapurdan dolayı bir de beşiktaş iskelesine yürü. Eee malum o kadar sıcak açlık falan filan derkeeeeen..


vapurun gelmesine beş dakka kala beyin kısmım uyuşaya başladı ve dan dan da dan dan!!!! gözümü sandalyede açtım başımda ege ve bir yığın insanla birlikte. her ortamda olduğu gibi iskelede de doktor olmaya heveslenen ama olamayan, her türlü hastalığı görüp geçirmesi nedeniyle hastalıklarla ilgili genel bir bilgiye sahip olan süper amcanın sesi kulaklarımda yankılanınca beni bir gülme aldı ama ağzımın uyuşuk olması nedeniyle malesef ki başaramadım gülmeyi.
" biri su versin bacaklarını havaya kaldırın kaç yaşında aç mı sıcaktandır şimdi geçer"diyerek kafamdan aşağı yüzüme gözüme doğru bir su dökmeye başladı ama anlatamam!!!! içimden bin türlü lanet okuyarak elimi kaldırmaya çalıştım ama orda da başarılı olamadım. hani amcam sağolsun kendisi serinlemek istiyodu heralde ki, üç şişe su döktü ne üst kaldı ne baş olayını geçtim nerdeyse boğluyodum. bildiğin ölümüm iskeledeki kahraman amcanın elinden olacaktı, hem de boğularak. boğulmaktan çok korkarım isterseniz g.a'ya ya da malum kişiye sorabilirsiniz. zaten civarımızda egenin cüsse korkusundan tırsıp yaklaşamayan sevgili bayanlar hemen süper dedikodu güçlerini kullanarak göremeyen arkadaşlarına da durumu izah ettikten sonra kendi aralarında
-aa ben de bi kere otobüste böyle olmuştum görüyo musun bak sen tütütütüttü demeye başladılar.
yaa bak sen şu işe!
neyse malum soruya cevap veriyorum hamile değilmişim zaten nasıl olabilirdim onu da bilmiyorum ya neyse. ne zaman insanlardan hoşlanmaya başlayacağımı merak ediyorum. ne zaman atlatıp ne zaman ne zaman ne zaman..
m.z

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder