18 Şubat 2011 Cuma

14 Şubat 2011 Pazartesi

first time



bugün sevgililer günüydü. sanki kimse bilmio gibi yazıyorum ama bi yerden başlamak lazım yazıya. yıllar önce bir defa sevgililer günü kutlamıştım ama o kadar eski ve basit bir kutlamaydı ki. neyse bugün bana yemek yapacağını söyledin. zaten özel bir günmüş gibi davranmamaya karar vermiştik. kavga ettik. benim salaklığım işte. kendimce olay çıkmasın diye yaptığım mallık bildiğin kocaman bi olay çıkmasına neden oldu. sen yine haklı ben yine haksız ama vallahi bu sefer masumum. en ufak bi kötü niyet yok içimde. çok ağladım, çok korktum. bitti sandım. neyse ki düzeldik. ya da ben öyle zannediyorum. hala çok korkuyorum. sanki yarın falan geliceksin ve bir yıl önce olduğu gibi "ben böyle yapamam" diceksin. demiceksin di mi? deme nolur. bu sefer ölürüm!
eskiyi düşündüm bugün. eski hayallerimi. dünyayı isterdim önceden. aşk konusunda standartlarım düşüktü. azıcı hoşlansam yeter. saraylarda evlenip malikanelerde yaşarım. istediklerimin bile fazlası olur.
sora sen geldin. her şeyi yaşadık birlikte. her şeyi. ben sevdim aşık oldum. hayallerimde artık küçük bir ev var. küçük bir de çocuk. sallanan bir koltuk, duvar boyunca uzanan kitaplık. fincanlarımız var 4 tane. bir de köpeğimiz. ellerimde ellerin.
ne değişti? ben değiştim. inan bana değiştim. bi kere demiştim ki sevdiğin için yapacağın en anlamlı şey değişmektir. seni seviyorum. sevdiğim için değişiyorum. düşünme artık kötü şeyleri. bunu sen söylemedin mi bana iki gün önce. hadi düşünmeyelim kötü şeyleri. ben değiştim artık. tek istediğim şey sen. ayrılmayalım nolur. sevgililer günün kutlu olsun.
m.z

4 Şubat 2011 Cuma

O Yalatır Sen Tükürürsen


00:55 de gözlerini durup dururken dolduran ne olabilir?
belli ki bişeye üzülmüşsün. biri canını sıkmıştır. belki çok fazla gülmüşsündür. belki sadece fazla duygusalsındır, güzel bi şarkı, samimi bi konusma bile gözlerini dolduruyodur.
belki yaşlanıyosundur, bu kadar hoyrat olmak yormuştur seni. Tahmin edemeyeceğin basit bişey hemen elmacık kemiklerini ıslatmaya hazırlanıyodur. bişey gelmiştir aklına "zaman geçirir" dedikleri, geçmemiştir. hatırlatmıştır gecenin birinde kendini.
birine alışıyorsundur. başa çıkmak, kendine güvenmek. kırıyodur kalbini.
gece gece donuk bakıyosundur bilgisayar ekranına.
geleceği göremiyosundur mesela orda bi ışık yoktur senin için. nedeni hakkında bi fikrin yoktur. "ne olucam ben?" sorusuna kaşlarını kaldırarak bakıyosundur. koca bi soru işareti. korkuyosundur bi sürü şeyden. erken ölmekten, insanları kırmaktan, hiçbirşey başaramıycak olmaktan, asla yeni bişey öğrenmiycek olmaktan. bana ne olucak sorusu aklını o kadar kurcalıyodur ki bişey yapamaz olmuşsundur düşünmekten, çok fazla şey yapmam gerek demekten, mavi ekran veriyosundur.
Kaygı başında bi diktatördür ne yapmaya çalışsan bir darbe alırsın ondan. Yerde bulursun kendini, yalatır o sen her tükürdüğünde.

"I know it's hard to keep an open heart
When even friends seem out to harm you"

diyodur arkadan bi ses.
Arkadaşlarının değişmesi canını yakıyodur. Ve sonunu biliyor olmak, onlar için bu sonun iyi olmadığını bilerek bişey yapamamak, acı veriyodur kesinlikle.
Göz yumuyosundur birçok şeye. O eski "asi" halinden eser kalmamıştır bazen.
hayat, hoyrat.

Olamaz mı
Kesinlikle Olabilir.

g.a