29 Eylül 2010 Çarşamba

insan sinirlenince neler de yaparmış öyle.. hiç bir zaman aklına hayaline gelmeyecek bir cesaretin etkisiyle nelere yeltenirmiş.. o kadar şey paylaştığı kişiyi nasıl da gözü görmezmiş.. yaşadıkça öğreniyosun işte.
bazen dayanamayıp dinledim bu kavgaları, bazen içeriye kaçıp son ses müzik açtım tek kelime bile olsa duymamak için, bazen de sadece baktım boş boş.. ama hiç biri bu kadar zor olmamıştı. hiç biri; normalde beni sinir eden o yüzün masum bir şekilde gözleri dolu dolu neler olduğunu anlamaya çalışmak için kocaman ayrılmış gözlerle bana baktığı gün kadar zor değildi. açıklama yapamak, onu olayların dışında tutmak mümkün değilken ve küçücük bedeni sarsılırken kollarımda elimden gelen tek şey sarılmak ve ağlamak oldu. bunları yaşatmaya ne hakları var? onu üzmeye, şimdiden bunları aklında sorun ettirmeye ne hakları var? ve ikisi de üzerine düşenleri yapmadıktan sonra onlara anne-baba demeye ne gerek var?
m.z

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder