13 Ekim 2012 Cumartesi

Bazen 'Mutsuzum' Dememek İçin 'Özledim' Dersin

Sabahları uyandığımda, geceleri uyumadan önce karanlıkta, yolları geçip, virajları sayarken. Hep aklımda cümleler. Toparlamaya çalıştığım. Bu da bir dönem, geçicek dediğim. Bi düzene oturtmak istediğim cümleler, hiçbir kalıba uymuyor. Bu aralar ölümü çok düşünüyorum. Birşeyler kurup, plan yaparken ölüm aklımın bi köşesinde duruyor. 'Yok ama benim başıma gelmez, benim etrafımdaki insanlara birşey olmaz' diyorum. Peygamberler bile ölüyor eninde sonunda, sen neyine güveniyorsun güzelim. Bu düşünceler hep aklımda dolanıyor. Ölümden korkmuyordum aslında. Ama sonra ailem, arkadaşlarım, o aklıma geliyor. Aklımın hep bi köşesinde. Bana olmaz sanıyorum. Yani aslında itiraf etmek gerekirse, boktan zamanlar geçiriyorum. Kötü değil, boktan. Yani boş, yani anlamsız. Sanki söylenicek bişeyler varmış ama söyleyemiyomuşsun gibi. Evet, uzun zamandır böyle hissediyorum. Kimseye bişey anlatmak istemiyorum. Anlatsam, çare bulunmayacağını biliyorum. Bazen çarede arıyorum aslında. Sonra öyle birşey oluyor ki, ne için uğraşıyorum? diyorum. Çok acı ama bunu ilk defa bu kadar içten söylüyorum. Söylenecek bişey, gidilecek bir yol yok. Varsa bile anlamı yok. Belki önceden olurdu ya da gelecek bi zamanda olucak. Ama şimdi değil. "Söylesem tesiri yok. Sussam gönül razı değil." diyor fuzuli. Ölmek değil bu istediğim, ama yaşamak hiç değil. Büyük bi boşluk. 'Ölmek' değil aradığım fiil 'yokolmak'. g.a.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder