8 Kasım 2011 Salı

Küçükken Biraz Kekoydum...


Küçükken hatırlıyorum her büyük kardeş küçük kardeş arasında geçen şu dialogu bizde ablamla yaşamıştık. "hehehe biz seni çingenelerden aldık kızııım, evlatlıksın sen" ya da " kurbağalı dereden aldık seni biz yeaaa, kurbagalarla yüzüyodun biz buldugumuzda ahahaha" gibi konuşmalar geçmişti ablamla aramda. O sıralar kafam pek bu duruma basmadığından monçiçi gibi açıp gözlerimi inanıyodum buna. Sonra koşup anneme soruyodum "aneeee ben evlatlıkmışım yaaa ablam öyle diyo :(((( " diye. Annemde her seferinde bana "sacmalama kızım sen 2. cocuksun evlaklık alcak olsaydık ablanı alırdık ilk çocuk o" derdi. ama yine de bu durum pek benim aklıma yatmıyodu. ablamın dediği daha mantıklı geliyodu nedense. yani kurbağalı dereden alınma ihtimalim daha akla yakın geliyodu. çocuk aklı işte ilginç geliyodu muhtemelen. sanırım bilinçaltımdan dolayı küçüklüğümden beri kurbağaları hep sevmişimdir. kablumbağaları da severim ama mesela kurbağalar kadar yakın değil bana. ne de olsa onca zaman birlikte yüzmüşüz. aile olmuşuzdur birlikte. falan filan gibi saçma düşüncelerim vardı bebeyken. neyse işte küçükken böyle kekomançiydim biraz kimde değişik malzeme var hemen inanıyodum. bi keresinde yılbaşından önce, amcam bize geldi. beni her gördüğünde umarsızca gıdıklayarak gülmekten ağlamama neden olan amcam. küçükken de fena gıdıklanırdım. azbuçuk dokun saatlerce gülerdim yani. zaten topaç gibi suratım ve tavuk götü modeli kesilmiş saçlarımla gülmeye çok müsaitim. bütün gün uğraş dur. amcam geldi yine, çılgınca bi hikayeyle, afrikadan fil getirticem yılbaşı için" dedi. ben hemen orda inandım. bi saniye bile tereddüt etmedim yani. nası getirtceksin amca? ne zamana gelicek? bebek mi büyük mü? kaç yaşında ? nerde kalıcak diye sıraladım soruları felan amcamda abarta abarta anlattı. neyse işte amcam bize geliyo gidiyo, ben sürekli filin peşindeyim. nerde nerde diye. amcamda her seferinde bişey uyduruyo, afrikadaki uçak seferleri iptal olmuş da yok otobüsle gelicekmiş de, o zaman da uzun sürüyomuş da falan filan. ben hala bekliyorum ama yılbaşına kadar fil gelicek ben oynıycam onla üstüne bincem gezcem diye. apartmandaki çocuklara da kılım zaten. annem beni dışarı salmıyo onlar hergun dısarda oynuyolar. onlara çok fena fiyaka yapcam fille. OĞLUM Bİ DÜŞÜN FİL Bİ KERE LAAAAN. En son yılbaşında geldi amcam ben fil geldi diye gözlerimi kapıdan ayırmıyorum. sonra amcam tek tabanca girdi içeri, ne hediye ne fil. ben soran gözlerle baktım? yaa fil ishal olmuş gözoş, bağırsakları bozulmuş, pirima bağlamışlar kıçına da. şimdi yolda pişik olur diye yollamadılar. iyileşince gelicek dedi. ben tam buna da inanıyodum ki. annem "yeter artık t. dalga geçme çocukla" diyince... bir çılgın maceram daha hüsranla sona erdi. doğrusunu söylemek gerekirse kalbim kırılmıştı. bi daha da amcamın dediği hiçbişeye inanmadım. nitekim doğru bi hareketti. özellikle de ondan sonra ki çınarcıkta oltayla balina yakaladım hikayesinden sonra. gerçi adamın da suçu yok ben saf oğlu safın kızıysam o ne yapsın şimdi. bu arada söylemeyi unutmuşum filin uçtuğunu da söylemişti, ona da inanmıştım yani...

g.a

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder